30 Ağustos 2009 Pazar

NİHAT HOCA,MEHDİ KONUSUNDA NE DEDİ?




NİHAT HOCA,MEHDİ KONUSUNDA NE DEDİ?


Bu konuyu internetten Doç.Dr.Nihat Hatipoğluna sordum.Cevabını 29-Ağustos 2009 günü Star TV'den verdi.

Kendisi bilindiği üzere Din İşleri Yüksek Fetva Kurulu üyesi.Doktorasını hadisler üzerine yapmış.Kendisi hadis uzmanı.

Rahmetli babasının(Eski Müftü)babasının tavsiyesi üzerine,hadisler üzerine doktorasını yapmış.

Nihat Hoca diyorki:"Mehdi ve Mesih konusu itikadi bir konu değil. Çünkü itikatta imamlarımız olan İmam Maturidi ve İmam Eşari bu konuda bir şey söylememişler ve yazmamışlar"

"Birinci derecedeki hadislerde mehdi konusu yok.Buhari ile Müslim Mehdi hakındaki hadislere yer vermemişlerdir. Yalnız ikinci derecede hadis kitaplarında var.Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, al-Bezzar, Hakim ve Taberani gibi muhaddisler onları tesbit etmişlerdir. Bu hadislerin bir kısmı zayıf ise de, bir kısmı sahih ve diğer bir kısmı da hasendir"

Konuşmasının devamında diyorki:"Mehdi konusunda İsrailiyatta karışmıştır.

Yinede herşeye karşın Mehdi'yi inkar etmiyoruz.Yalnız Mehdi gelecek bizi kurtaracak diye oturup beklemeyelim.Bir Müslüman olarak çalışmalıyız.İslam için,dinimiz için her şeyi yapmalyız.Tembellik bize yakışmaz"

Evet Nihat Hoca'nın sözleri bu şekildeydi.


25 Ağustos 2009 Salı

MEHDİ DİYE BİR KİMSE VAR MIDIR? VARSA GELMİŞ MİDİR?




MEHDİ DİYE BİR KİMSE VAR MIDIR? VARSA GELMİŞ MİDİR, YOKSA GELECEK MİDİR? MEHDİ'Yİ İNKAR EDEN KİMSE KAFİR OLUR MU?

Mehdi meselesi, Deccal meselesi gibi halkın dilinde çok dolaşan ve münakaşa götüren bir meseledir. Kimi Mehdi gelmiştir, kimi gelmememiştir, fakat gelecektir, kimi Mehdi diye bir şey yoktur, kimiyse Mehdiyi inkar eden kafirdir demektedir. Bunun için meseleyi ele alıp, Peygamber (s.a.v.)'in hadislerine ve Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'ın cumhurunun görüşlerine dayanarak gerçeği açıklamaya gayret edelim istedim. Şöyle ki:



Tarih boyunca müslümanlar arasında Mehdi inancı pek yaygın bir şekilde süregelmiştir. Bu inanca göre ahir zamanda ehli beytten bir zat ortaya çıkacak, müslümanlar kendisine biat edip, etrafında toplanacak ve bütün İslam memleketlerini birleştirip hakimiyetini sağlayacaktır.



Bu inanç gerçekten doğrudur. Çünkü; her ne kadar Buhari ile Müslim Mehdi hakındaki hadislere yer vermemiş iseler de, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, al-Bezzar, Hakim ve Taberani gibi büyük muhaddisler onları tesbit etmişlerdir. Bu hadislerin bir kısmı zayıf ise de, bir kısmı sahih ve diğer bir kısmı da hasendir. Şevkani gibi bazı alimlerin dediklerine göre Mehdi hakkındaki Peygamber (s.a.v.)'in sözü kesindir ve sabittir. İbn Haldun gibi bazı kimseler Mehdi hakkında varit olan hadislerin tümünü zayıf olarak görmüşlerse de bu doğru değildir.



Mehdi hakkında varit olan hadislerin bir kısmı şunlardır:





1) Abdullah, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Dünyada yalnızca bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan benden veya ehli beytimden birisini göndermek için Allah (c.c.) o günü uzatacaktır” (Ebu Davud).


2) Ali (ra) , Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:




"Zamandan sadece bir gün kalsa bile Allah (c.c.) mutlaka ehli beytimden bir adamı gönderecek ve o zulmün yeryüzünü kapladığı gibi adaletle dolduracaktır” (Ebu Davud).





3) Ümmü Seleme Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mehdi ehli beytimden Fatıma'nın evladındandır” (Ebu Davud).


4) Ebu Said'i Hudri'den: "Mehdi bendendir. Açık alınlı, kalkık burunludur. Yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracaktır.O yedi sene hükmedecektir.”


5) Ebu İshak, Ali (kv)'nin oğlu Hasan'a bakarak şöyle dediğini rivayet ediyor: "Oğlum Peygamber (s.a.v.)'in dediği gibi bir büyüktür. Onun sulbünden Peygamberin ismiyle isimlendirilen, ahlak bakımından O'na benzeyen fakat her yönden yaratılışta benzemeyen bir adam çıkacaktır.”


6) Abdullah (ra), Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ehl-i beytimden ismi benim ismime benzer bir adam araplara hakim olmadıkça dünya gitmez (Kıyamet kopmaz)” (Tirmizi).


7) Ebu Said el-Hudri'den rivayet edilmiştir: "Peygamber (s.a.v.)'in vefatından sonra büyük bir olayın olacağından endişe ettik. Bu sebeple Peygamber (s.a.v)'e durumu sorduk. Cevaben buyurdu ki:




-"Benim ümmetimde Mehdi vardır. Çıkıp beş, yedi veya dokuz yaşayacaktır.” Ravi:



-"Bu nedir?” (Yani beş, yedi veya dokuz nedir? Gün mü, aynı sene mi?) diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.):



-"Senedir", dedikten sonra, "Adamın biri gelip ey Mehdi bana ver, bana ver diyecek o da kaldırabileceği kadar eteğini dolduracaktır” (Tirmizi).





8) Ali (kv) Resulüllah (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:




"Mehdi ehli beyttendir, Allah onu bir gecede ıslah eder” (İbn Mace).





9) Said b. Müseyyeb diyor ki: Biz Ümmü Seleme'nin yanında Mehdi konusunu ele aldık, bunun üzerine Ümmü Seleme:




-"Peygamber (s.a.v.)'in Mehdi Fatıma'nın evladındandır, dediğini işittim” dedi. (İbn Mace)





10) Enes b. Malik'ten: Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini işittim:




"Biz Abdülmuttalip oğulları ehli cennetin büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi” (İbn Mace).





11) Sevban: Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:




"Siyah sancakların Horasan tarafından geldiğini görürseniz ona katılınız. Çünkü içinde Allah'ın halifesi Mehdi vardır”(Ahmed ve Beyhaki).



Mehdi hakkında varit olan hadislerin bir kısmını numune olarak zikrettik. Umum müslümanların inancı, fakihlerin görüşü ve ahad da olsalar bu kadar hadis Mehdi'nin sübutu için kafidir. Ancak Mehdi hakkında varit olan hadislerin bazıları zahiren birbiriyle çatışmaktadır. Çoğu Mehdi'nin Fatıma'nın zürriyetinden olacağını belirtiyor. Bazısı Mekke ve Medine'den söz ederken, bazılarıysa Horasan'dan bahsediyor. Bunun için Mehdi ile ilgili hadisleri okuyan tereddüde düşüyor.



Deccal hakkında varit olan hadisler arasındaki zahiri çelişki, Deccal'ın bir değil bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak hadislerin yol açtığı tereddütler ifade edilmiştir. Mehdi hakkındaki hadisler arasındaki çelişkinin de, Mehdi'nin bir değil, bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak ortadan kaldırılmasına bir mani yoktur. Yani Mehdi bir değil, bir kaç kişidir. Bütün hadislerin bir tek Mehdi'ye hamledilmemesi gerekir.



Hülasa: İbn Hacer gibi zevatın ifade ettiklerine göre bir çok Mehdi vardır. Her zamanda bir iki Mehdi bulunabilir. Yalnız ahir zamanda gelecek olan büyük Mehdi birdir. Henüz gelmemiştir. Ne zaman geleceğini Allah (c.c.)'dan başka kimse bilemez. Hatta Ahmed b. Zeyn-i Dehlan bu hususta Mehdi'nin bile kendisinin Mehdi olduğunu bilemeyeceğinden bahisle şöyle diyor:



"Mehdi'nin gelişini belli bir seneyle sınırlamak doğru değildir. Çünkü bu gaybi bir husustur, gaybi da Allah'dan başka kimse bilemez. Ne zaman geleceği hususunda Şari'den bir nas varit olmamıştır. Geçmiş alimlerden bir çoğunun tahminlere istinaden Mehdi'nin çıkışı için vakit tayin etmeleri hatadan beri değildir. Bu görüşler Peygamber (s.a.v.)'in Mehdi hakkındaki onun bir gecede çıkıp alemi ıslah edeceği hadisine dayanır. Mehdi'nin bizzat kendisi bile Allah (c.c.) beyan etmedikçe beklenen Mehdi'nin kendisi olduğunu bilemez”



http://www.menzil.net/kitap_html/fikih/mehdi_diye.htm



CÜBBELİ AHMET HOCA MEHDİ (A.S) from KOCAYUSUFCAN on Vimeo.

18 Ağustos 2009 Salı

Mehdi çekik gözlümü? Yoksa iri gözlümü?

Mehdi Çekik Gözlüdür.

http://www.hazretimehdi.com/fiziksel_siyah_iz.php




Hz. Mehdi, Peygamberimiz’in soyundan olacak, Hz. Mehdi’nin omuzunda “Nübüvvet, (Peygamberlik) mührü”nün bulunacak ve 40 yaşlarında olacaktır.


Hz. Mehdi’nin yüzünün güzel ve nurlu, saçlarının siyah, kaşlarının kavisli, gözlerinin iri, güzel burunlu, parlak dişli, alnının ise açık ve geniş olacağı da hadislerde bildirilmektedir. Ayrıca Hz. Mehdi’nin sakalı siyah, sık ve bol olacak, yanağında da bir ben bulunacaktır. Ten rengi Arabi (kırmızıyla karışık beyaz) olacaktır. Bütün bunların yanısıra hadislerde bildirildiğine göre Hz. Mehdi çok heybetli, orta boylu, iri gövdeli, karnı geniş, güzel yüzlü Beni İsrail görünümlü bir insan olacaktır.


http://www.yorumla.net/islami-multim...ellikleri.html


http://www.forumkamp.com/hz-mehdinin-fiziksel-ozellikleri-t-1913.html



Mehdi çekik gözlümü? Yoksa iri gözlümü?

MEHDİ MİLADİ 2013 DEMİ GELECEK?

SALİH AMELLERDE BULUNANLARI 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILACAK... (Nur Suresi, 55) Ayet-i Kerime'sinin ebcedi MİLADİ 2013 yılını vermektedir.


http://www.cubbeliahmethocayacevap.com/mesajlar.php







CEVAP:


55 - Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.


Yukadaki ayette Mehdi'den bahsetmiyor.


Yine yukarda verdiğim örneğe benzer bir örnek. Yine bir vatandaş,okuyucu göndermiş.Buda Hurufilik kokuyor.Üstelik bundaki tarih 2013.


MEHDİ MİLADİ 2012 DEMİ GELECEK?

...içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam... (Araf Suresi, 63) ayetinin ebcedi de MİLADİ 2012 yılını vermektedir.



http://www.cubbeliahmethocayacevap.com/mesajlar.php


CEVAP:

63 - (Allah'ın azabından) sakınıp da rahmete nail olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir(kitap) gelmesine şaştınız mı?"


Yukardaki ayeti yorumluyarak Adnan Bey'in sitesine gönderen kişi bir vatandaş.

Bu yorumu beğenmişlerki yayınlamışlar.


Yukardaki ayet Peygamberimizden(s.a.v) bahsediyor.Mehididen bahsetmiyor.


O kişi farkında olmadan sapık fırka(mezheb) olan Hurufiliğe benzer bir yorum yapıyor.


NOT: Kabala'da harflerin herbirinin sayısal değerinin oluşu ve Kutsal Metin'de sayısal değerlerin aranışı Hurufilerde de sözkonusudur.


Fazlullah Hurufi Kur'an'ı Yahudi gizemciliği olan Kabalistik harf sistemiyle izah etmeye çalışır.





MEHDİ HANGİ ŞEHİRDE ÇIKACAK?

Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkacağı yer hakkında, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkış yeri hakkında rivayetlerin farklı olmasının sebebi de budur. Çünkü hadis aktaran bu ravilerin içtihatları, bilgileri ve görüşleri zamanla çeşitli rivayetlere katılarak (aktarıcılarınınkiyle karışarak) günümüze dek ulaşmıştır. Nitekim Peygamber Efendimiz sav.’den günümüze kadar Halifelik Merkezinin bulunduğu yer, Şam, Halep, Küfe, Mekke ve en son İstanbul olmak üzere pek çok kez değişmiştir.



http://us1.harunyahya.com/Detail/T/7EZU2FZ0164/productId/14224



CEVAP:


Yukarda verilen hadislere göre bir çok şehir sayılmış.Nedeni Hilafet merkezleri devamlı olarak yer değiştirmiş.


Halbuki bir başka hadiste, Peygamberimiz(s.a.v) Mehdi'nin,Medine'den çıkacağını söylüyor.


Resulullah şöyle buyurmuştur: "Mehdi, Medine'den (büyük şehirden) çıkacak ve Mekke'ye gelecek. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar ve o, istemediği halde Rükun ile Makam arasında ona biat edecekler."

(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)

MEHDİ İSTANBUL'DAN MI ÇIKACAK?

MEHDİ İSTANBUL'DAN MI ÇIKACAK?


ADNAN OKTAR'IN SİTESİNDE:HZ. MEHDİ (A.S.) İSTANBUL'DAN ÇIKACAKTIR.



http://us1.harunyahya.com/Detail/T/7EZU2FZ0164/productId/14224


CEVAP:

Yine Adnan Oktar'ın sitesinde M.Esat Coşan Efendi Hazretleri videoda diyorki:

"Mehdi,İran'ın kuzey doğusunda Horasan mıntıkasında çıkacak ve siyah bayraklarla gelecek" diyor.



Devam ediyor"Onun[Peygamberimizin(s.a.v)] adını taşıyacak,babasıda onun babasının adını taşıyacak" diyor.



http://www.cubbelininbilmedikleri.com/





Tarikat şeyhleri yerine halife bırakıyorlarmı?

Ayrıca (Efendi Baba) Ali Haydar Efendi Hazretleri (K.S)'nin aile içindeki kavgalardan çekindiği, damadından korktuğu, gelininin baskılarına dayanamadığı ya da başka korkularla arkasında halife bırakmadığı iddiaları ise çok çirkin birer iftiradır. Bu büyük dava adamı, büyük mücahid ailesinin baskısıyla birşeyler yapacak bir insan kesinlikle değildir. (Efendi Baba) Ali Haydar Efendi Hazretleri (K.S) hayatı boyunca bir tek Allah'tan korkmuş, hiçbir tehdite boyun eğmemiş, hiçbir kuldan korkmamıştır. Hayatı boyunca çok büyük tehditlerle karşı karşıya kalmış, uzun süre hapiste tutulmuş, türlü baskılara uğramış çok kıymetli bir İslam alimidir. Kendisi, mutlaka bırakması gerekmesine rağmen, arkasından kimseyi halife tayin etmemiş ve halifeliği Hz. Mehdi'ye bırakmıştır. Nitekim o dahil birçok tarikat şeyhi aynı nedenle arkalarında halife bırakmamışlar, halifeliği Hz. Mehdi (a.s.)'a bırakmışlardır.



http://cubbeliahmethocayacevap.com/ali_haydar_efendi.php



CEVAP:

Yukardaki alıntıya göre tarikat şeyhleri kimseyi yerine halife olarak bırakmamış.

Nedeni ise görevi gelecek olam Mehdi'ye bırakmaları içinmiş.



Menzil Şeyhi M.Erol Raşid Erol Hz.leri öldüğünde yerine bir şeyh geçmiştir.

Aynı şekilde Mahmut Hoca öldüğünde yerine bir şeyh geçmiyecekmi?

12 Ağustos 2009 Çarşamba

KUR'AN-I KERİM'E GÖRE HZ.İSA DÖNECEKMİ?









KUR'AN-I KERİM'E GÖRE HZ.İSA DÖNECEKMİ?






(Yahudiler, İsa’yı öldürmek için, tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların, hilekârlığa karşı ceza verenlerin, en güçlüsü, en hayırlısıdır.) [Al-i İmran 54]



(Allah buyurmuştu ki: Ey İsa, seni nezdime yükselteceğim) [Al-i İmran 55]






(Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük dedikleri için yahudileri lanetledik. Onlar İsa’yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine İsa gibi gösterildi.) [Nisa 157]


(Doğrusu Allah onu
[İsa aleyhisselamı] kendi nezdine kaldırmıştır.) [Nisa 158]


(Elbette o
[İsa aleyhisselamın Kıyamete yakın gökten inmesi], Kıyametin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyin.) [Zuhruf 61]



Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbınız olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun. Sen herşeyi görensin.

[MAİDE SURESİ117]



Yukardaki ayetler hemen hemen birbirinin aynısı. Ayetlerde Hz.İsa'nın göğe yükseltildiği daha sonra vefat ettirildiği yazıyor.Tekrar dünyaya geleceği yazmıyor.



Diğer ayetlerden farklı olan ayet Zuhruf 61.ayettir. Zuhruf 61.Ayetin orjinalinde ne Hz.İsa ne de Kıyamet yazıyor.


(Elbette o , Kıyametin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyin.) [Zuhruf 61]


MEHDİ VE MESİH İNANCI NASIL ÇIKTI*






MEHDİ VE MESİH İNANCI NASIL ÇIKTI?







Yahudilikten ve Hristiyanlıktan İslam’a giren bazı insanların kendi dini-kültürel birikimlerinden bir kısmını da beraberlerinde taşıdıkları bilinen bir gerçektir.



Özellikle henüz Allah Rasulü hayattayken İslama giren Ka'bül Ahbar, Vehb b.Münebbih, Abdullah b.Selam gibi yahudi asıllılar ve Temim-i Darî, İbni Cüreyc gibi hristiyan asıllılar yahudilik ve hristiyanlıktan birtakım haberleri taşımayı ihmal etmemişler.



Bilhassa İsa'nın inişi, Mehdinin zuhuru, Deccal, Ye'cüc-Me'cüc, Duhan v.b. gibi gaybi ve kıyametle ilgili konularda bu adamlar bolca rivayetlerde bulunmuşlar. Tevrat ve İncil'deki çürük bilgileri tabir caizse 'İslamlaştırmışlardır.


Kur'an'da kesinlikle mehdi kavramı yoktur; aynı şekilde mütevatir bir hadis de yoktur. Mehdi inancına ilişkin hadislerin hepsi haber-i ahad cinsinden olup bunlar da zann ifade eder. Bunlar üzerine bir inanç esası bina edilemez.





Gerçekte, geleceğine inanılan bir Mehdi fikri sadece, 'mezheplerinin temeli keşif ve mükaşefe olan' sufıler tarafından 'isbat' edilmiştir.


Mehdi kelimesi 'hidayet görmüş' ya da 'hidayet edilmiş' anlamındadır.





Fakat daha sonraları mehdi, kıyametin alametlerinden olarak dünyanın fesada gittiği, haksızlığın çoğaldığı ve Allah'a ibadet edenlerin, azaldığı bir ortamda çıkıp dünyayı ıslah edecek, fesadı halledecek, insanları mutluluğa garkedecek olan bir dini önder motifıne ad olmuştur.


Az önce de belirttiğimiz gibi Kur'an'da ve tevatür derecesindeki bir haberde bahsi edilmeyen beklenen mehdi (Mehdi-i Muntazar) düşüncesi ilk devir islam alimlerinin eserlerinde yer almaz. Ebu Hanife, Maturidi, Eş'ari gibi İslam kelamcıları 'mehdi'yi sözkonusu etmedikleri gibi6 meşhur hadis kitaplarının önemli ikisi olan Buhari ve Müslim'in sahihlerinde de bununla ilgili herhangi bir hadis bulunmamaktadır.


İbni Haldun'un verdiği bilgiye göre mehdilikle ilgili hadisleri Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace, Bezzaz, Hakim, Taberani ve Ebu Ya'la nakletmişler, rivayetlerini ise Hz. Ali, İbni Abbas, İbni Ömer, Talha, İbni Mesut, Ebu Hüreyre, Enes, Ebu Said el-Hudri, Ümmü Habibe, Ümmu Seleme v.b. sahabeye dayandırmışlardır.


Esasında tüm dinlerde yeralan ve ehli kitap arasında da yaygın bulunan bir kurtarıcı mesih inancına benzeyen bu mehdinin evsaf ve fonksiyonuna baktığımızda karşımıza ilginç manzaralar çıkar.


Hz.Ali'nin, Fatma'dan başka bir hanımından olan Muhammed el-Hanefıyye, Hz.Hüseyin'in şehadetinden sonra kendisinden halifeliğe aday olması istenir. O ise kabul etmez. Bilahare Keysaniye fırkası O'nun ölmediğine, Ravza dağında yaşamakta olup bir gün aralarına mehdi olarak döneceğine kail olmuşlardır.


Yani ilk olarak, beklenen mehdi bu şekilde Ali oğlu neslinden türetilmiştir. Hakim'in Müstedrek'inde yeralan, Ebu Tufeyl'in Muhammed b.el-Hanefiyye'den rivayet ettiği bir hadise göre İbni Hanefıyye Ebu Tufeyl'e, 'Mehdi işte şu iki Eşbehandan(Mekke'de iki tepe) zuhur edecek' der. Ebu Tufeyl ise bunu kabul edip 'ben de ölünceye kadar burasını bırakıp gitmeyeceğim' der. Ebu Tufeyl'in, andını yerine getirerek ölünceye kadar Mekke'den ayrılmayıp mehdiyi beklediği anlatılır.


Rivayetlere bakılırsa mehdi Hz.Peygamber soyundandır ve birgün çıkıp dünyayı adaletle dolduracak, ınaddi açıdan da refaha kavuşturacaktır. Yine Hakim'in Müstedrek'inde geçen İbni Abbas'dan rivayet edilen bir hadiste mehdi şöyle tanıtılıyor:



...Mehdiye gelince, zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan yeryüzünü adaletle doldurur. Onun çağında hayvanlar, yırtıcı hayvanlardan emin olurlar. Yırtıcıları diğer hayvanlara dokunmazlar. Yer, içinde saklanan bütün hazinelerini çıkarıp atar, dediğinde ben (Mücahit, İbni Abbas'a) 'nasıl çıkartır' dediğimde İbni Abbas, 'Altın ve gümüşten ibaret olan sütunlar halinde' diye cevap verir''




Mehdi hakkındaki diğer kanaatlere göre de, 'Onun hükümetinden hem göktekiler hem yerdekiler razı olacaklar. Gök alabildiğine bereketlerini yağdıracak, yer de içindeki bütün hazinelerini dışarıya çıkaracaktır.' Ayrıca mehdinin siyah bir bayrağı olacak, altında müslümanlar toplanacaklar ve fakat cihat fiilen olmayacaktır; herşey mana aleminde dua ile halledilecektir.' Mehdinin İstanbul'u fethedeceğini ihbar etmek de ihmal edilmemiştir.'


Doğrusu odur ki pek çok düşünce gibi mehdilik de israiliyyattan ve mesihiyattan İslamî literatüre girmiştir. Hemen hemen tüm dinlerde bir kurtarıcı mesih inancı göze çarpar. Yahudilerde bir kurtarıcı(mesih) bekleme inanç haline gelmiştir.


Tevrat'ta, geleceğinden bahsedilen bir salih adamdan söz edilerek, '...Salih kulum birçoklarını kendi bilgisiyle salih kılacak ve fesatlarını kendisi yüklenecek ve günahkarlar için şefaat etti.' denmektedir.


Tevrat'ın Yeremya ve Hezekiel bölümlerinde de 'Davut' adında salih bir zatın kral olacağı; çoban olacağı, doğruluk ve adaletle hükmedeceği; O'nun günlerinde Yahuda'nın kurtulup Israil'in emniyete kavuşacağı anlatılmaktadır.


Tevrat'taki bazı bölümleri islamî kaynaklarda tasvir edilen mehdiye benzerliğinden dolayı aynen alıyoruz: 'Onların üzerine tek çoban koyacağım ve onları güdecek ve onların çobanı o olacak... ve onlarla selamet ahdi keseceğim ve memlekette kötü hayvanları sona erdireceğim ve çölde emniyette oturacaklar ve ormanlarda uyuyacaklar ve kendilerini ve dağın tepesi çevresinde olan yerleri bereketli kılacağım ve yağmuru vaktinde yağdıracağım bereket yağmurları olacak ve kırınağacı meyvasını verecek ve yer mahsulünü verecek ve kendi toprakları üzerinde emniyette olacaklar ve onların boyunduruk bağlarını kırdığım ve onları köle etmiş olanların elinden kendilerini azat ettiğim zaman biıecekler ki ben Rab'ım. Ve artık milletlere çapul malı olmayacaklar ve yerin canavarları onları yemeyecekler ve emniyette oturacaklar ve onları korkutan olmayacak...ve artık memlekette kıtlıkla telef olmayacaklar ve artık milletlerin hakaretini taşımayacaklar.'


Hakim'in Müstedrek'inde Ebu Said el-Hudri'den yapılan rivayette, bu Kitab-ı Mukaddesten alınan ifadelere çokça benzer tarzda, ümmetin son zamanlarında mehdinin zuhur edeceği, paranın bol olup yağmurun çokça yağacağı, ümmetin sayısının artacağı belirtilmektedir.



Tirmizî, İbni Mace ve Hakim'in rivayet ettikleri bir hadiste ise mehdinin zuhurunda, her isteyene elbisesinin götürebileceği kadar avuç avuç para vereceği anlatılmaktadır.


Kindi'nin yaptığı bir rivayette de, İsa indiğinde dünyanın ıslah edilip, koyunla kurdun beraber dolaşacağı söylenmektedir.
Oysa bu eşyanın tabiatına aykırıdır.


Hristiyanlara göre İsa beklenen mesihdi. Onlara göre İsa tekrar dünyaya gelecek ve dünyayı adaletle dolduracaktır:


ALINTIDIR

Kur'an'da Mehdi sözcüğü geçiyormu?



Kur'an'da Mehdi sözcüğü geçiyormu?





Kur'an'da Mehdi sözcüğü ya da terimi geçmediği gibi; anlam olarak bir kurtarıcı çağrıştıracak herhangi bir ibare ihtiva etmemektedir.


Fakat hadislerde geçiyor.


Mesih kavramı, Yahudi dinsel kültüründen bulaşmıştır. Kur'an'da bu sözcüğün (İsa için) kullanılmış olması kesinlikle yanlış yorumlara yol açmamalıdır.


Kur'an'da İsa Peygamber iki yerde sadece 'Mesih' (4/172: 5/72:

9/30), beş yerde 'Meryem oğlu Mesih' (5/17, 72, 75: 9/ 31) ve üç yerde de 'Meryem oğlu Isa Mesih (3/45; 4/ 157, 171) olarak anılmaktadır.


Fakat açık ve kesin olan şu ki; Kur'an'ın hiçbir ayetinde 'mesih' kelimesi. Yahudilerin intizar ettikleri 'mesih' ya da, Hristiyanların ric'atına inandıkları bir 'mesih' anlamında bir çağrışıma sahip değildir.



HIRİSTİYANLARA VE YEHOVA ŞAHİTLERİNE GÖRE HZ.İSA GERİ DÖNECEKMİ?




HIRİSTİYANLARA VE YEHOVA ŞAHİTLERİNE GÖRE HZ.İSA GERİ DÖNECEKMİ?





Hz.İsa'ya Hristiyanlar Mesih diyorlar.Onların inançlarına göre Hz.İsa Kıyamete yakın gelecektir ve kendilerini kurtaracaktır.


Aynı inancı Yehova Şahitleride paylaşıyor.Onlara göre Mesih Hz.İsa gelecek Tanrının Krallığını dünyada kuracak.


"Yehova şahitleri tarikatı" neşrettiği bir broşürde "Armagedon'da sağ kalmak için şimdiden hazırlanın" başlığı altında mensuplarına yaptığı tavsiyede kısaca şunları söylemektedir: "Tanrıyı tanıyın, Tanrı'nın dostları için koyduğu şartları tutmakla ve O'nun hoşnut olmadığı şeyleri yapmamakla O'nun dostluğunu kazanın."


(Broşürde kendi İncil ayetleri referans verilmektedir)

HZ.İSA İLE İLGİLİ AYETLERDE MESİH OLARAK DÜNYA'YA TEKRAR GERİ DÖNECEĞİ YAZIYORMU?




HZ.İSA İLE İLGİLİ AYETLERDE MESİH OLARAK DÜNYA'YA TEKRAR GERİ DÖNECEĞİ YAZIYORMU?


HZ.İSA İLE İLGİLİ AYETLER:



NİSA SURESİ

156 -(Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de İsa'yı) inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarıdır.

157 - Bir de "Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.



AL-İ İMRAN SURESİ55 - O zaman Allah şöyle dedi: "Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim".


MAİDE SURESİ116 - Ve Allah demişti ki: "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara: 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". "Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!".


117 - "Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbınız olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun. Sen herşeyi görensin.


Bazıları yukardaki ayetleri delil olarak gösteriyorlar.Allahu teala Nisa Suresi dışında Hz. İsa'nın ölümünden bahsetmiyor.Ama diğer ayetlerde Hz.İsa' nın canını alacağını söylüyor.


Ashabı Kehf' ide delil olarak gösteriyorlar.Ashabı Kehf 309 yıl mağarada hem bedenen hemde ruhen uyutuluyorlar.Sonra tekrar diriltiliyorlar.Allahu teala bu kıssayı Mahşerde öldükten sonra tekrar dirilmeye örnek olsun diye veriyor.Bu kıssanın Hz.İsa ile bir ilgisi yoktur.


Hz.İsa'ya Hristiyanlar Mesih diyorlar.Onların inançlarına göre Hz.İsa Kıyamete yakın gelecektir ve kendilerini kurtaracaktır. Aynı inancı Yehova Şahitleride paylaşıyor.Onlara göre Mesih Hz.İsa gelecek Tanrının Krallığını dünyada kuracak.


Bakın, Allahu teala İsrailoğullarına ne diyor?



MAİDE SURESİ


72 - Andolsun, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: "Ey İsrailoğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehenemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti.

Mesîh ve Mehdî’nin gelişine inanmamak insanı dinden çıkarır mı?


Mesîh ve Mehdî’nin konusu itikadi bir konu değildir.



Mesîh ve Mehdî’nin gelişine inanmamak insanı dinden çıkarır mı? Nüzul-ü İsa ve zuhur-u Mehdî’ye iman dinin esaslarından mıdır?


Cevap: Mesîh ve Mehdî ile alakalı hadis-i şerifler ve ümmetin kabulü esas alınınca nüzûl-ü İsa’ya ve zuhur-u Mehdî’ye inanmak Efendimiz’e îtimadın ve güvenin ifadesidir denilebilir. Fakat bu mevzu Maturidî ve Eş’arî gibi Ehl-i Sünnet imamlarının eserlerinde işlenmemiş ve ele alınmamıştır. Ayrıca fer’î bir konu olduğundan ve âhad habere dayandığından dolayı bunu inkâr küfre sebep olmadığı için ilk dönem akaid kitaplarına da yansımamıştır. Bununla birlikte, Şia’nın bütün kollarında Mehdîlik önemli bir husustur ve Mehdî beklentisi sürekli işlenerek hep canlı tutulur. Şia’nın gizli imamı Mehdî’dir. Şia’ya göre bu gizlilik mutlaka bir gün sona erecek, yeryüzündeki bu zulüm ve adaletsizlikler yok olacak ve tarih boyunca haksızlığa uğratılan Ehl-i beytin intikamı alınacaktır.


Evet, bu mevzu mü’minlerin “âmentü” erkânına inandıkları gibi inanmaları gerekli olan meselelerden değildir. Âmentü’de ifade ettiğimiz altı iman esası; Allah’a, Meleklerine, (bütün) kitaplarına, (bütün) peygamberlerine, ahiret gününe (ve ahiret ahvaline) ve kaza-kadere (hayır ve şerrin Allah’tan, O’nun yaratması ve takdiri ile olduğuna) kesin olarak inanmaktır. İmanın rükünleri kabul ettiğimiz bu altı esas arasında hurûc-u Mehdî ve nüzûl-ü Mesîh yoktur.




http://www.yeniumit.com.tr/yazdir.php?konu_id=707

HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ZAMANI BELLİ MİDİR?






HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ZAMANI BELLİ MİDİR?


HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ZAMANI BELLİ MİDİR? HADİSLERDE VE İSLAM

ALİMLERİNİN AÇIKLAMALARINDA HZ. MEHDİ’NİN HANGİ DÖNEMDE ÇIKACAĞI HABER VERİLMİŞTİR?




Hadislerde Hz. Mehdi’nin İslam ahlakını hakim etmek için, kıyamet kopmadan önce yeryüzüne mutlaka geleceği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yine hadislerde verilen bilgilere göre, Hicri 1400′lü yıllar, Allah’ın izniyle Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşü, Hz. Mehdi’nin gelişi, Deccal’in çıkması ve Hz. İsa’ya yenilmesi, tüm dünyada insanların kitleler halinde İslam’a yönelmesi gibi büyük olayların gerçekleşeceği olağanüstü bir dönemdir. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, hadis ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi’nin gelişiyle ilgili çeşitli tarih ve dönemler vardır.



1. Her Yüz Senede Bir Müceddid Gönderilmesi



Öncelikle Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklamak üzere bir “müceddid” yani “dini canlandıran, yenileyen” şahıs gönderileceğinden söz edilmiştir:


Ebu Hüreyre’nin rivayetine göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah HER YÜZ SENENİN BAŞINDA şu ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir. (Sünen-i Ebu Davud, 5/100)



Büyük İslam alimi İmam Rabbani’nin bu konudaki açıklaması ise şöyledir:

HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR MÜCEDDİD GELECEK ve şeriatı ihya edecektir (canlandıracaktır). (Mektubat-ı Rabbani, 1/520)



Bediüzzaman Said Nursi de bu konu hakkında şunları söyler:


Ashab-ı Kütüb-i Sitte’den İmam-ı Hâkim’in Müstedrek’inde ve Ebu Dâvud’un Kitab-ı Sünen’inde, Beyhaki “Şuab-ı İman”da tahric buyurdular (meydana koydular): “HER YÜZ SENEDE BİR, CENAB-I HAK BİR MÜCEDDİD-İ DİN (DİNİ YENİLEYEN) GÖNDERİYOR…” (Barla Lahikası, s. 119)


Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası’nda Hicri 1200′lü yılların “müceddidi”nin Hazreti Mevlana Halid, olduğunu söyler. Bu açıklamasının devamında, Risale-i Nurlar’ın da Hicri 1300′lü yıllar için bir “müceddid” hükmünde olduğunu şöyle ifade eder:

Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları (bölümleri) aynı vazifeyi görmüş… Kanaat verir ki –nass-ı hadis (hadisin açık ifadesi) ile- Risale-i Nur tecdid-i din (dini yenileme, canlandırma) hususunda bir müceddid hükmündedir. (Barla Lahikası, s. 121)

Bediüzzaman Hicri 1400′lü yılların “müceddidi”nin ise Hz. Mehdi olacağını müjdelemiştir:


Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli “lamlar” ve “mimler” ikişer sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ’NİN ŞAKİRTLERİ (TALEBELERİ) OLABİLİR. (Şualar, s. 605)


Bediüzzaman, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden “bir asır sonra” ancak Hz. Mehdi vesilesi ile dağıtılacağını söylemiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda yani Hicri 1400′lü yıllarda Hz. Mehdi’nin yapacağı çalışmalarla, Müslümanların büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklarını açıklamıştır.



2. Hz. Mehdi “İkinci Bin”de Gelecektir


Büyük İslam alimi İmam Rabbani, Hz. Mehdi’nin Peygamberimiz (sav)’in vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra Hicri ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir. Bu konuyla ilgili İmam Rabbani’nin pek çok açıklaması mevcuttur:

Kuran hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu İKİNCİ BİNDEDİR. Bu davanın doğruluğuna adil şahid: Hz. İsa’nın (as) MEHDİ’NİN (ra) BU BİN İÇİNDE VAROLUŞLARIDIR. (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 611)

Resulullah (sav)’in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)’in irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, MEHDİ’NİN GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem’ür-rüsül Resulullah (sav) müjdelemiştir. Hz. İsa (as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir (inecektir). (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440)



Hz. Muhammed (sav)’in vefatından bin sene geçtikten sonra, Hicri ikinci bin yılına girilir. İmam-ı Rabbani’nin yukarıdaki açıklamalarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz. Mehdi gelecektir. İkinci binin başlangıcından içinde bulunduğumuz Hicri 14. yüzyıla kadar geçen üç yüz yılda Hz. İsa ve Hz. Mehdi gelmemişlerdir.



3. Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi’nin, Hicri 1400′lü Yıllarda Geleceğini Haber Vermiştir



Peygamber Efendimiz (sav) bazı hadislerinde Hz. Mehdi’nin geliş tarihi olarak da açıkça 1400 yılını vermiştir. Bu hadislerden biri şöyledir:


İnsanlar 1400 senesinde Mehdi’nin yanında toplanacaklardır. (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)


Peygamberimiz (sav)’in, Hz. Mehdi’nin çıkış tarihi olarak hadislerinde açıkça Hicri 1400 tarihini vermesi, Hz. Mehdi’nin çıkışının çok yakın olduğunu bize bildirmektedir. (En doğrusunu Allah bilir)



4. Bediüzzaman’a Göre Hz. Mehdi Hicri 1400′lü Yıllarda Görev Yapacaktır


Bediüzzaman’ın da, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Hz. Mehdi’nin geliş zamanı olarak Hicri 1400′lü yılların başlarına işaret edilmiştir. Bediüzzaman bir sözünde, Hz. Mehdi’nin Asr-ı Saadet döneminden 1400 sene sonra çıkacağını şöyle belirtmektedir:


İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib (yakın) zannetmişler. (Sözler, s. 318)

Bediüzzaman’ın ifadesinde belirttiği, “sahabe döneminden 1400 sene sonrası” Hicri


1400′lü yılların başlarına, yani Miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.


Bediüzzaman, Hicri 1327′de Şam’da Emevi Camii’nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, Hicri 1371′den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, beklenen Mehdi’nin mücadele zamanlarına dikkat çekmektedir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi’nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri bildirmektedir:

Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam’ın mukadderatına (kaderine) nazar eden (göz atan) Hutbe-i Şamiye’deki hakikatler… Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet (müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (hakikati araştırma meyli) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. (Hutbe-i Şamiye, s. 25)


Bediüzzaman Şam’da yaptığı bu konuşmada, Hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak gelişmelere dikkat çekerek, Hz. Mehdi’nin göreve başlamasının 1371 tarihinden 30-40 yıl sonra olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise Hicri 1401-1411, Miladi olarak da 1980-1990 yılları arasıdır.


Yine aynı konuşmanın devamında Bediüzzaman, Hz. Mehdi’nin, inkarcı fikir sistemini, fen, ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır sonrasını bildirmiştir. Bu da Hicri 1421, yani Miladi 2001 senesi demektir.


Bediüzzaman’ın ahir zamanla ilgili bir diğer açıklaması da şöyledir:


YETMİŞ BİRDE FECR-İ SADIK (tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib (sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA FECR-İ SADIK (fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. (Hutbe-i Şamiye, s. 23)


Bediüzzaman’a göre fecr-i sadık’ın çıkacağı yıllar:


1371 + 30 = 1401 = 1981

1371 + 40 = 1411 = 1991



Bediüzzaman bu izahına göre Hakkın karşısında batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının 1981-1991 yıllarında, fikren tam anlamıyla susturulup dağıtılmasının ise 2001 yılında olacağına işaret etmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)


Bediüzzaman Said Nursi’nin Hz. Mehdi’nin çıkışı hakkındaki bir diğer sözü ise şöyledir:


Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse… (Kastamonu Lahikası, s. 57)


Bediüzzaman Said Nursi, “hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat” diyerek Hz. Mehdi’nin kendi döneminde henüz gelmediğini bildirmektedir. Ayrıca Müslümanlar tarafından beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra geleceğini de haber vermektedir. Bediüzzaman Hicri 1300′lü yıllarda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan Hicri 1400′lü yıllar Hz. Mehdi’nin çıkış zamanıdır.

ALINTIDIR.

Hicri ikinci bin yılın içinde geleceği iddia ediliyor.




Hicri ikinci bin yılın içinde geleceği iddia ediliyor.



İmam Rabbani, Mehdi'nin Peygamberimiz'in vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra hicri ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir. Mektubat-ı Rabbani'nin pek çok bölümünde Mehdi'nin, Hz. İsa ile birlikte olacağı da vurgulanmaktadır:


Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek, fakat bin beş yüz (1500) seneyi aşmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 299, Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar" isimli kitabından nakil)


Hz. Muhammed'in vefatından bin sene geçtikten sonra, hicri ikinci bin yılına girilir. İmam-ı Rabbani'nin yukarıdaki açıklamalarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz. Mehdi gelecektir. İkinci binin başlangıcından içinde bulunduğumuz 14. yüzyıla kadar geçen üç yüz yılda Hz. Mehdi ve Hz. İsa gelmemişlerdir.

Hicri 1500'den Önce Gelmesi Gerekmektedir


Peygamber Efendimiz'in bir hadisinde ümmetinin ömrünün bin seneyi geçeceği fakat bin beş yüz seneyi aşmayacağı bildirilmiştir:

Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek, fakat bin beş yüz (1500) seneyi aşmayacaktır.


(Kıyamet Alametleri, s. 299, Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar" isimli kitabından nakil)

Daha önceki rivayetlerden öğrendiğimize göre Mehdi hicri 1000. yıldan sonra gelecektir. Yukarıdaki hadise göre de ümmetin ömrünün bitimi olan hicri 1500. seneden sonra gelmesi beklenemez. Bugüne kadar gelmediğine göre de geriye tek ihtimal olarak hicri 14. yüzyıl, yani hicri 1400'ler kalmaktadır.


İmam Suyuti gibi pek çok İslam alimi gelecek olan bu hayırlı ümmetin yeryüzünde hakim olacakları sürenin Hicri 1500 yıllarına kadar devam edeceğine, bu barış ve güvenlik dolu yılların ardından, daha önceki kavimlerde olduğu gibi ahlaki açıdan çok büyük bir bozulmanın başlayacağına, "en doğrusunu Allah bilir" diyerek işaret etmektedir.



Hadis-i şeriflere göre Hz. Mehdi çıktıktan sonra 40 sene yaşayacaktır. Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi ile ilgili hadis-i şeriflerde de, onun yeryüzünde kalış müddetinin 40-45 sene olacağı bildirilmektedir. Bunun bir kısmını Hz. Mehdi ile Hz. İsa beraber yaşayacaklardır. Bu iki kutlu insanın beraber yaşayacakları dönem 7 ile 10 sene arasında olacaktır. Bu bilgilere göre Hz. Mehdi ve Hz. İsa'nın vefatına kadar olan 1475-1480 senelerine gelinmiş olacaktır. Bu tarihten 1500'e kadar devam eden 20-25 yıllık bir süre de, temin edilen barış ve adalet ortamının korunmasına çalışıldığı bir devre olacaktır.



Yüzyıl Başlarında Çıkacaktır


Büyük İslam alimi İmam Rabbani de eserlerinde tüm inananların büyük bir umutla bekledikleri Mehdi'nin yüzyıl başında geleceğini bildirmektedir.

Zira onun (Hz. Mehdi'nin) yüzyıl başında zuhur edeceği (çıkacağı) bildirilmektedir. (Mektubat-ı Rabbani)


Daha önce izah edildiği gibi, İmam Suyuti'den aktarılan rivayetlere göre Ümmet-i Muhammed'in ömrü 1500 (bin beşyüz) seneyi aşmayacaktır. Hicri 1500 yılına ulaşmaya bir yüzyıl başı kalmıştır. O da Hicri 1400 yılı başlarıdır.


Buraya kadar incelediğimiz tüm rivayetlerden varılan ortak sonuç, Mehdi'nin Hicri 14. asrın başlarında çıkması gerektiğidir. Nitekim bir sonraki bölümde inceleyeceğimiz Mehdi'nin çıkış alametlerinin de, toplu olarak hicri 1400 yılının başlarında arka arkaya gerçekleşmeleri bu sonucu kuvvetli bir biçimde doğrulamaktadır.


Mehdi'nin çıkış tarihi ve çıkış alametleri ile ilgili tüm rivayetler bize Hz. Mehdi'nin hicri 1400'lü (miladi 1979) yıllardan itibaren İslam ahlakını tebliğ faaliyetine başlamış olduğunu ve yine rivayetlerin işaretine göre bu faaliyetin herkes onu Mehdi olarak bilmeden, tanımadan önceki başlangıç safhasını tamamlamak üzere olduğunu göstermektedir.


http://www.musayusuf.com/altincag03.html

MEHDİ'NİN DİĞER ÖZELLİKLERİ NELERDİR?



MEHDİ'NİN DİĞER ÖZELLİKLERİ NELERDİR?



Hz. Mehdi Peygamberimiz (sav)'in soyundan, yani "seyyid" olacaktır. İsmi Peygamberimiz (sav)'in ismine benzeyecektir. Peygamberimiz (sav)'in adı Muhammed, soyadı Adnani'dir. Hz. Mehdi insanları Kuran'a ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uymaya çağıracaktır.



"MEHDİ (AS) BENİM SOYUMDANDIR; İSMİ BENİM İSMİM VE KÜNYESİ BENİM KÜNYEM, ŞEKLİ BENİM ŞEKLİM, SÜNNET VE TAVRI BENİM SÜNNET VE TAVRIMDIR, halkı benim dinime teşvik ve Rabbimin kitabına (Kuran'a) davet eder. Ona (Mehdi'ye) itaat eden bana itaat etmiştir ve ona (Mehdi'ye) muhalefet eden bana muhalefet etmiştir, onun gaybetini inkâr eden beni inkâr etmiştir."

(İ'lam'ul-Vera, s.425)



Hadislerde dikkat çekilen bir diğer husus ise, gaybet (hapis) döneminin Hz. Mehdi'nin gençliğine gençlik katacağı, gücünü ve kudretini artıracağı yönündedir:


Onun (Mehdi'nin) gaybetinde Allah Tealâ, ONUN (HZ. MEHDİ'NİN) ÖMRÜNÜ UZATACAK, SONRA KENDİ KUDRETİ İLE ONU KIRK YAŞINDAN DAHA GENÇ GÖRÜNÜMLÜ olarak aşikâr edecektir ve bu Allah'ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir."

(Kemal'üd-Din, c.1, s. 305)


Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin tüm hayatı boyunca çok büyük zorluklarla, sıkıntılarla karşılaşacağı, ancak bu zorlukların ardından Allah'ın kendisine çok büyük bir fetih ve hakimiyetle lütufta bulunacağı haber verilmektedir. Nitekim bir hadiste Neml Suresi'nin 62. ayetindeki "darda kalan" ifadesi hatırlatılmakta ve bu ayette, Hz. Mehdi'nin yaşayacağı zorluklara dair bir işaret bulunduğuna dikkat çekilmektedir:


Bu emrin sahibi (Hz. Mehdi) "darda kalan" kelimesi onun (Hz. Mehdi'nin) hakkındadır: "Yoksa darda kalana, dua ettiği zaman icabet eden ve kötülüğü gideren ve sizi yeryüzüne halife kılan mı hayırlı?"

(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 210)



http://www.beklenenmehdi.com/index.php

Hz. Mehdi kaç yaşında gönderilecek?




Hz. Mehdi kaç yaşında gönderilecek?





Hadislerde belirtilen, Hz. Mehdi (a.s.)'nin gönderildiği yaşlardan kasıt, onun görevine başlayacağı, insanların kendisini tanıyacakları ve faaliyetini görüp izleyecekleri yaşlardır.



Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)



Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır...

(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")


"O genç bir adamdır." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")


İstidatlı insanlar onu kalkık burnu, kara kirpikleri, yanağındaki

izden tanırlar. İsmi Muhammed (Peygamberimiz (sav)’in Hz. Mehdi (a.s.)’ye verdiği isimdir), boyu ortanın üzerinde, yüzü yakışıklı ve saçları güzeldir.



(Şeyh Kemalüddin Bin Talha, Yanubil Müvedde, Sayfa: 410)



http://us2.harunyahya.com/Detail/T/7EZU2FZ0164/productId/13534/HZ._MEHDI_(A.S.)_YI_SAMIMI_INSANLAR__ALAMETLERINDEN_TANIYACAKTIR

MEHDİ'NİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ NELERDİR?-2




MEHDİ'NİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ NELERDİR?-2



Hz. Mehdi (a.s.) Peygamber Efendimizin Soyundandır


Yüzü Güzel ve Nurludur


Yüzü Çok Güzel Olacaktır


Burnu Güzeldir


Alnı Açık ve Geniştir


Alnında Bir Ben Vardır


Alnında Bir İz (Yara İzi) Vardır


Alnında Hafif Bir İçbükeylik Vardır


Çekik Gözlüdür


Yanağında Ben Vardır


Yanağındaki Ben, Hz. Musa'nın Yanağındaki Ben Gibidir


Dişleri Parlaktır


Kaşı Kavislidir


İki Kaşı Arasında Küçük Bir Çukur Vardır


Cildi Parlaktır


Saçı Siyahtır


Saçları Güzelliğiyle Dikkat Çekecektir


Sakalı Bol ve Sıktır


İnsanlara Güzel Simalı Biri Olarak Gelecektir


Görünümüyle İsrailoğullarına Benzeyecektir


Rengi Arap Rengidir


Endamı Beni İsrail Gibidir


Orta Boyludur


Geniş Vücutludur


Uylukları Geniştir


Karnı Geniştir



Çıktığında 30'lu Yaşlarında Olacaktır


İleri Yaşlarda, Ama Genç Bir İnsan Görünümünde Olacaktır



İleri Yaşlarında da Genç Görünecektir


İleri Yaşlarında da Genç Yüzlü Olacaktır


Sağ Bacağında Siyah Bir İz Vardır



Sırtında Yaprak Şeklinde Bir Ben Vardır



Omuzunda Nübüvvet Mührü Vardır


Yürüyüşü



Konuşması


Heybetli bir Şahıstır




Bedeni ve Sesi Çok Güçlü Olacak; Aynı Zamanda da Sözleri ve Konuşmalarıyla Dünya Çapında Çok Büyük Etki Uyandıracaktır



Samimi İnsanlar Hz. Mehdi (a.s.)'yi Alametlerinden Tanıyacaktır


Hz. Mehdi (a.s)'nin Dış Görünümünün Belirlenmesindeki ve Tanınmasındaki Hayret Verici Detaylar




Hz. Mehdi (a.s.), Güçlü İmanı, Heybeti, Vakarı, Soylu Tavırları ve Peygamberimiz (Sav)'in Onun Hakkında Yaptığı Tariflerle Tanınacaktır



Hz. Mehdi (a.s.), heybeti ve vakarı ile tanınacaktır



http://www.hazretimehdi.com/fiziksel_siyah_iz.php

MEHDİNİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ NELERDİR?-1




MEHDİNİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ NELERDİR?-1




Peygamberimiz (sav) hadislerinde ahir zamanda gelecek olan kutlu şahıs Hz. Mehdi’nin gerek fiziksel gerek ahlaki özellikleri hakkında pek çok tanıtıcı bilgi vermiştir. Hz. Mehdi’nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini bildirmiş, onun Allah korkusunu ve güzel ahlakını övmüştür. Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Mehdi’nin, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir kimse olduğunu belirtmiş ve ortaya çıktığında, insanların “kar üzerinde sürünerek de olsa ona uymalarını” bildirmiştir. Allah’ın izniyle Hz. Mehdi’nin zuhuru çok yakındır. Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi hakkındaki tasvirleri o kadar detaylı ve açıktır ki, Hz. Mehdi ortaya çıktığında kendisini görenler bu tasvirlerden hemen kendisini tanıyacaklardır.

Bu belgeselde Hz. Mehdi’nin belli başlı bazı fiziksel özellikleri anlatılmaktadır. Bu alametlerden bazıları şunlardır:



Hz. Mehdi, Peygamberimiz (sav)’in soyundan olacak, Hz. Mehdi’nin omzunda “Nübüvvet, (Peygamberlik) mührü”nün bulunacak ve 40 yaşlarında olacaktır.



Hz. Mehdi’nin yüzünün güzel ve nurlu, saçlarının siyah, kaşlarının kavisli, gözlerinin iri, güzel burunlu, parlak dişli, alnının ise açık ve geniş olacağı da hadislerde bildirilmektedir. Ayrıca Hz. Mehdi’nin sakalı siyah, sık ve bol olacak, yanağında da bir ben bulunacaktır. Ten rengi Arabi (kırmızıyla karışık beyaz) olacaktır. Bütün bunların yanısıra hadislerde bildirildiğine göre Hz. Mehdi çok heybetli, orta boylu, iri gövdeli, karnı geniş, güzel yüzlü bir insan olacaktır.



http://www.webhatti.com/islam-ve-din-kulturu/470132-hz-mehdinin-fiziksel-ozellikleri-video.html

Hazret-i İsa öldürüldü mü yoksa göğe mi kaldırıldı?



Hazret-i İsa öldürüldü mü yoksa göğe mi kaldırıldı?



CEVAP

İsa aleyhisselam öldürülmedi, göğe kaldırıldı. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı tufandan, İbrahim aleyhisselamı ateşten kurtardığı gibi, İsa aleyhisselamı da, yahudilerin elinden kurtarmış, Hazret-i İsa’ya ihanet ederek bulunduğu yeri haber veren, yahudi casusu bir münafığı, Hazret-i İsa’ya benzeterek onu öldürtmüştür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Yahudiler, İsa’yı öldürmek için, tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların, hilekârlığa karşı ceza verenlerin, en güçlüsü, en hayırlısıdır.) [Al-i İmran 54]



(Allah buyurmuştu ki: Ey İsa, seni nezdime yükselteceğim)
[Al-i İmran 55]



(Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük dedikleri için yahudileri lanetledik. Onlar İsa’yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine İsa gibi gösterildi.)
[Nisa 157]



(Doğrusu Allah onu
[İsa aleyhisselamı] kendi nezdine kaldırmıştır.) [Nisa 158]



(Elbette o
[İsa aleyhisselamın Kıyamete yakın gökten inmesi], Kıyametin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyin.) [Zuhruf 61]



Sual: İsa aleyhisselamın öldüğü Al-i imran suresinin 55. âyetinde yazmıyor mu?

CEVAP

Ziyaulkulub (Cevap veremedi) kitabında diyor ki:

Al-i imran suresinin 55.âyetinde mealen buyuruldu ki:

([Hatırla ki] Allah, İsa’ya muhakkak ben seni yerden [en mükemmel şekilde] alıp, meleklerin makamına yükselteceğim [dedi])



Bu lafız sıfattır, Müteveffike yani seni öldüreceğim manasına değildir.

[El-müncid lügat kitabında teveffa kelimesine Hakkını tam olarak almak manası verilmiştir. Bu, şanına layık olanı vermek demektir. Öldürmek manasında mecazen kullanılmaktadır.]



Yani bu âyet-i kerimenin meali, (Ben seni öldürürüm ve yükseltirim) demek değil, (Ben senin şanına layık olanı yaparım, meleklerin makamına yükseltirim) demektir.



Allahü teâlâ dilerse yükseltir. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselamı yükseltmeyi dilemiş ve yükseltmiştir. Yahudiler tarafından öldürülmesini dilememiş ve çarmıha başkasını gerdirmiş, Onu öldürtmemiştir. Bunun için, bazı tefsir âlimleri teveffi kelimesine almak manasını verip, Yahudilerin katlinden hıfz etmek için, yerden seni kâmilen alır kabz ederim meali ile tevil etmişlerdir.





Sual:
Polonyalı Yahudi dönmesi M. Esed’in, internetteki şu suallerine bir cevap verir misiniz?

1- İsa'nın tekrar dünyaya gelmesi, Kur’an ile çelişmiyor mu? Son peygamber olan Muhammed'den sonra İsa gelemez. Eğer gelirse son peygamber İsa olmaz mı? Eğer İsa peygamber olarak gelmeyecek denirse, o zaman da İsa’nın peygamberliği inkâr edilmiş olmaz mı?

CEVAP

Bir Müslüman, İsa veya Muhammed diye konuşmaz. Aleyhisselam der veya en azından hazret kelimesini kullanır. Bu ifadeler dönmemiş olduğunu, yani Yahudiliğe devam ettiğini göstermez mi? Hazret-i İsa son peygamber olarak değil, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere peygamber olarak gelecektir. Bir peygamber, başka peygamberin dinini yayabilir. Mesela Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamın dinini, Yahya aleyhisselam Hazret-i İsa’nın dinini yaymak üzere peygamber olarak gönderilmiştir.



Sual:
2- İsa gelince Kur’anı inkâr etmeyeceğine göre, kendisinin peygamber olduğunu bildiren âyetlere de inanacaktır. Bu durumda Muhammed'in son peygamber oluşunu inkâr etmiş olmaz mı?

CEVAP

Hâşâ Hazret-i İsa, kendisinin peygamber olduğunu niye inkâr edecek ki? (Ben Allah’ın peygamberi İsa’yım, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere Allahü teâlâ beni göndermiştir) diyecektir.



Sual:
3- Hadis kitaplarınızın iddia ettiği gibi İsa dünyaya tekrar gelse, kendisinin peygamber olduğuna dair Kur'an âyetlerine inanacak mı?

CEVAP

Hadis kitaplarınız diyorsunuz, hadis kitapları sizin değil mi? Allah’ı kabul eden Resulünün sözlerini kabul etmez mi? Senin gerçekten dönme olmadığın anlaşılmaktadır. Hâşâ Hazret-i İsa, Kur’an âyetlerine niye inanmasın ki? Onları yaymak için gelecektir.



Sual:
4- İsa peygamber dünyaya tekrar gelse, Muhammed, son peygamber unvanını koruyabilir mi?

CEVAP

Daha da kuvvetlenir. Son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinini yaymak üzere geldim demesi, İslamiyet’e hizmet etmesi, kendisine, annesine ve yüce Allah’a yapılan iftiralara bizzat cevap vermesi, Kur’an-ı kerimin doğruluğunun teyit edilmesine sebep olur.



Sual:
5- İsa geldiğinde bazı haramları helal edeceğine dair hadislere ne diyorsunuz?

CEVAP

Öyle bir hadis yoktur. İslamiyet’le hükmedecektir. Dinimizdeki dört delilden ikincisi olan hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır.) [Buhari]



(İsa, âdil bir hakem olarak indiği zaman kin, nefret ve haset kalkacaktır.)
[Müslim]



(Deccal çıkınca, İsa gelecek, Deccalı helak edecek, bundan sonra iki kişi arasında düşmanlık olmayacaktır.)
[Müslim]



(İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacaktır.)
[İbni Hacer-i Mekki]



(İsa inince İslamiyet ile hükmedecektir. O zaman Allah, Müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Sonra yeryüzünde sükun emniyet meydana gelecektir. O kadar ki aslan deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak, çocuklar yılanlarla oynayacaktır. İsa ölünce cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.)
[Ebu Davud]



(Eshab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacak ve İsa bunun zamanında gökten inecektir. İsa Deccal ile harb ederken, Mehdi, onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesapların tersine olarak, Ramazan-ı şerifin 14. günü güneş ve ilk gecesinde ay tutulacaktır.)
[İ. Süyuti]



(İsa, inince, evlenecek, bir oğlu olacak, kırk yıl kadar yaşayıp ölecek ve benim yanıma defnedilecektir.)
[Tirmizi]

[Açıklama: Hadis-i şeriflerde geçen, Domuzu öldürecek demek, domuz avına çıkacak demek değildir. "Domuz eti yemeyi yasaklayacak" demektir. Haçı kıracak, yani Hıristiyanlığı kaldıracaktır. Başka bir hadis-i şerifte (Mizmarları kıracak) buyurulmuştur. Yani her çeşit çalgıyı yasak edecektir.]



Sual: İsa aleyhisselam nebi mi resul mü?

CEVAP

İsa aleyhisselam hem resul hem nebi idi. Zaten kitap gönderilen resuller aynı zamanda nebidir. Peygamber efendimiz de hem resul hem nebidir.





Hazret-i İsa gökten inmeyecek mi? .:.: www.dinimizislam.com :.:.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

MESİH NE DEMEKTİR?



Mesih ne demektir?



Sual: Mesih ne demektir? Kur’anda Hazret-i İsa’nın Mesih olduğu yazıyor. Barnabas İncilinde ise İsa aleyhisselam ben Mesih değilim diyor. Açıklama yapar mısınız?



CEVAP

Mesih, meshedilmiş demektir. Mesh, el ile sıvazlama demektir.

İsa aleyhisselama niçin Mesih dendiği hususunda tefsir âlimlerinden çeşitli rivayetler [nakiller] gelmiş olup, bazıları şunlardır:

a) Şeytan musallat olmaması için Cebrail aleyhisselam kanadı ile meshetmiştir.



b) Her türlü pisliklerden uzak, günahlardan temizlenmiş olduğu için bu isim verilmiştir.



c) Hangi hastaya dokunsa, Allahü teâlânın izni ile hasta iyi olurdu. Bunun için Mesih denilmiştir.



d) İsa aleyhisselamın yeryüzünde çok seyahat etmesi sebebiyle bu isim verilmiştir.



e) Mesih, İbrani dilinde mübarek manasındadır. Hazret-i İsa'nın şeref ve faziletinin üstünlüğünü bildirmek için bu manaya işaretle Mesih denilmiştir. (Fahreddin-i Râzi)



f) Kıyamete yakın yeryüzünde çıkacağı bildirilen, son derece kıvırcık saçlı, gözü dışarı fırlamış kâfir bir genç olan Deccal'a verilen isim.

(Dikkat ediniz! Deccal Mesih'in sağ gözü şaşıdır. Onun gözü sanki salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış, iri bir üzüm tanesi gibidir.) (Hadis-i şerif-Buhari)



Barnabas İncilinde ben Mesih değilim diyorsa ben Deccal değilim demek istiyordur. Kâfir Deccal’a da Mesih denir ki, onun hâşâ faziletlerle (güzelliklerle, iyiliklerle) hiçbir ilgisi yoktur. Ona Mesih denmesinin sebebi, gözünün birinin silik olup, tek gözlü olduğu veya kendisinden hayır silindiği, yahut ortaya çıktığında, yeryüzünü kısa zamanda dolaşacağı içindir. (Ahmed Nâim Efendi)





Sual: Mesih peygamber manasına da gelir mi?



CEVAP

O anlama geldiği kitaplarda yazmıyor.



Mesih ne demektir .:.: www.dinimizislam.com :.:.